müşfik kenter

bekçi murtaza filminde kusursuzdur. kendisiyle birlikte içiniz kıyılır, ruhunuz daralır. bekçi murtaza'nın gerçekliğini sorgularken bulursunuz kendinizi. (bkz: bekçi murtaza)

(bkz: piano piano bacaksız) (bkz: seni kalbime gömdüm)

kimse bilmez ama üç arkadaş filmindeki performansı ile fransızların 1971 yılında begendıklerı en etkılı aktor unvanına sahıptır.efsane ustad ablası yıldız kenterler kenter tıyatrosunu kurmuslardır allah ganı ganı rahmet eylesın ulke sınemasının buyumesındekı en onemlı unsurlardan bırıdır

ulan ne büyük ustaydı be nur ıcınde yatsın ablası cok uzulmustu kadın zaten yaslı 1hafta kimseyle tek kelıme konusmamıs

" ben sana değil, resmine aşığım " ne filmdi bee. ayrıca bilenler bilir alf isimli bir uzaylıyı seslendirmiştir.o eşsiz sesini de orda çık iyi kullanmıştır.ustanın sesine kulak aşinalığımızda bize ordan kalmıştır.

Hayat ıskalamayı affetmez / Yıldız - Müşfik Kenter Fırlatılan taşların geri dönmediği zamanlar… Bu hapsolmuşluk duygusu, bu 3-5 metrekare yaşam ve bu, her ne yana gitsen eğeleyemediğin yalnızlığın. Gecikenlerin… Geç kalanların… Toprakla randevuyu bekleyenlerin, dünyaya sığıntı olanların bildik kaderi… Geçmiş zaman muhabbetlerinde tüketildi(mi) tüm kelimeler… Artık ne sır dolu bakışlar kaldı, ne de yeniden bir araya getirilebilecek notalar. Bakışlar eskidi, yüzler soldu, güfteler unutuldu… Artık tanıdık olmayan ayak sesleri, hiç çalmayan kapılar. Şaşırmamayı ama yetinmeyi öğretti yıllar. Yutkunmayı, hoş görmeyi, boş vermeyi ama beklemeyi… Ama beklemeyi… Sabah ezanları rutinliği çağırıyor artık… Ismarlanmamış yalnızlıklar, şafakla uyanan hüzünler kaldı geriye… “Keşke” ler “tüh” ler arasında yaşanmamış yaşanmışlıklar… Unutulmayanlar duvarlara kiracı, anılar odalara… Azalan gözlerime inat kaybolan yeşil, susan kulaklarıma rağmen gürültü… Ne eskilerden kalma bir damla renk, ne de az şekerli kahve tadında bir dostluk. Ve biterken herkes en çok kendisidir. Ve biterken herkes bir yudum dost arar. Ve biterken herkes en çok yalnızlığı yaşar… (Sokakta yürüyen, hırpani giysiler içinde, kirli sakallı, bilge bir serseri, pencereden bakan yaşlı kadını görür ve...) Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi? Hiç vaktiniz yok! "Fast live", "fast food", "fast music", "fast love"... Dikte ettirilen "yükselen değerlerler", "in" ler, "out" lar... Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi… Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar : Size sesleniyorum… Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten, ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini ? Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını ? içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz mail arkadaşlarınıza ? Sevgiyi tuşlarla mı yaşarsınız ? Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir ? Ya da “Geri dönüşüm kutusunda” saklanabilir mi kaybolan zaman… Doğayı ekranlarına döşeyenler; neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını ? Ya da “ıslak toprak kokusu” var mıdır dosyalarınız arasında ? Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda ?.. Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor? Hayat ıskalamayı affetmez… “Keşke”lerle, “tüh”lerle baş başa kalmadan önce…

alf için yaptığı dublaj vesilesiyle çocukluğumdaki yeri paha biçilemezdir. üstadın sesine olan hayranlığım o zamanlardan beri var. sevmek zamanı ile de bu hayranlığım doruğa ulaştı. avrupa yakası'nın son bölümlerinde de kendisini izlemek ayrı bir zevkti. kendisini saygı, sevgi ve özlemle anıyorum...

alf için yaptığı dublajla çocukken hayatıma girmiş ustaların ustası. öğrencisi olup öğretilerini bünyeme zerk etmek isterdim. bir kez daha; ruhu şad olsun. misal; link

yıldız kenter'in kardeşi olduğunu ve kent oyuncuları'nın kurucularından biri olduğunu biliyorum.

t: -tıpkı ablası yıldız kenter gibi- hocaların hocası. bu ülkede tiyatro ve sinema üzerine ne kadar sanatçı varsa iddia ediyorum çok büyük bir kısmı kenter kardeşlerin tedrisatından geçmiştir. "iyi bir sanatçı olmanız için önce iyi bir insan olmanız lazım." görüşünün sahibi. bu çıkışıyla kötü kalpli bir insanın iyi oyunculuk yapamayacağını iddia etmez. o kişi ne kadar iyi bir oyunculuk sergilerse sergilesin; sanatsal değeri olmayacaktır, aslolan önce iyi kalpli olmaktır der. bu vesileyle de sanat camiasına varlığı ebedi olacak bir tespiti koyar. sözüm ona terör propagandası yapan sanatçılar(?) sabaha kadar sanat yaptıklarını iddia edebilirler artık. hoca notunuzu verdi; otur, sıfır! gençlik hali sesi kadar karizmatiktir. hürmetim ve hayranlığım sonsuz. alf çocukluğum, halil gençliğim oldu. her şey için minnettarım. iyi ki vardınız...

ablasıyla arasındaki bağı, kız kardeşimle aramdakine fazlasıyla benzetiyorum; link not: (#4264221)